İlk olarak doktor kontrolünde saçın ne kadarı döküldüğü ve kaç adet greft ekileceği belirlendikten sonra ekim için özel bir fiyatlandırma işlemi yapılarak kişilerin tedaviye ne kadar ücret ödeyeceği belirlenir. DHI saç ekiminde de ekilecek olan greft sayısına göre fiyatlandırma yapılmaktadır.
Uzman doktorlar tarafından muayene edilip saç dökülme tipi tespit edildikten sonra ilk aşama hastanın yüz şekline uygun bir ön saç çizgisi tasarımı ile başlar. Tasarımdan sonra toplanan greftler saçın çıkış yönüne göre ekilir ve planlanan sıklıkta ekilirse doğal saç ekimi yapılabilir.
Saç ekimi sonrasında saçın büyüme döngüsünün normale dönmesi zaman almaktadır. Ekilen kökler 3-4 ay sonrasında derinin altından çıkıp büyümeye başlamaktadır.
Saç ekiminde ilk bir sene çok önemlidir. Ekilen saçlar 6’ıncı ayın sonunda normal uzama döngüsüne girer ve kişinin fizyolojik yapısına göre 10 veya 12’inci ay ayın sonunda doğal bir görünüme kavuşur.
Her operasyonda olduğu gibi saç nakli sonrasında da vücut yapılan işleme uyum sürecine girer. Ekim sonrası ilk 1 – 5 hafta arasında saç dökülmesi gözlemlenebilir. Ancak bu geçici bir durumdur. Saçın dökülme oranı kullanılan teknik, kişinin kafa derisinin inceliği ve saçının yapısı gibi çeşitli nedenlere göre değişkenlik gösterebilir.
En iyi saç ekim yöntemi kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bunun nedeni ise farklı tipte saç dökülmelerinin olmasıdır. Saç ekim teknikleri hastanın saç dökülme tipine en uygun olan yöntem ile tedavi edilmelidir.
20’li yaşların başlangıcında olan erkekler saç dökülmesi problemi ile karşılaşabilirler. 30’lu yaşlarına gelmiş erkeklerin %60’ında, 40’lı yaşlarına gelmiş erkeklerin %30’unda saç dökülmesi görülmektedir.
FUE saç ekiminde donör bölgedeki kıl kökleri, teker teker alınır ve ekim yapılacak bölgeye yine teker teker ekilmesiyle gerçekleşir. Bu teknik milimetrik aletler ile kesiksiz ve dikişsiz bir şekilde gerçekleştirilir.
DHI tekniği, FUE yöntemini temel alır. FUE tekniği ile yapılan saç ekim işleminde olduğu gibi kökler alınmakta, kanallar açılmakta ve saç ekim işlemi gerçekleşmektedir. DHI saç ekim yönteminde saç kökleri özel kalem ile alınmaktadır ve kökler FUE yönteminin aksine dışarıda vakit kaybetmeden ekilmektedir. Uygulama şekilleri farklı olduğu için birbirinden ayrılırlar.
FUE tekniğinde donör alandan kökler kafa derisinde kesik açılmadan alınır. Bu sayede işlem sonrası iyileşme süreci hızlıdır. İyileşme süreci hızlı olduğu için seanslar arasında çok uzun sürek beklemeye gerek kalmaz. FUE tekniği ile saç ekimi gerçekleştirildikten sonra hastalarda ağrı ve doku his kaybının olmaması da, avantajlar arasındadır.
Saç ektirmek isteyen kişilerin ense kısmından yani donör alanı dediğimiz yerden saç kökleri toplanır ve bu saç köklerinin içinde bulunan doku parçası vardır buna graft, greft denir.
Hastanın donör alanı köklerin toplanması için uygunsa ve iki saç ekimi arasında gerekli olan en az bir senelik süreç geçmiş ise ikinci saç ekimi operasyonu yaptırılabilir.
Kadınlarda görülen saç dökülme nedenleri genetik olabileceği gibi hamilelik ve menopoz dönemleri gibi özel dönemlerde mevsimlik ya da çevresel etkilerle olabilmektedir. Bu gibi sebeplerden dökülen saçları için saç ekim uygulaması kadınlara da yapılabilmektedir.
Gelişen teknolojiyle beraber saç ekimi yöntemlerinde de yenilikler meydana gelmiştir. Tıraşsız saç ekimi fırsatı sağlayan FUE ve DHI saç ekim teknikleri sayesinde kadınlar donör alandan alınan saç kökleriyle ekilmek istenen alana kolayca saç ekilebilmektedir.
Sadece tek seansda 4000-4500 greft ya da üzerindeki uygulamalar için Mega Seans terimi kullanılır. Saçsız alanı oldukça genis olan ya da olabilecek en az seansla daha fazla alanın kapatılmasını isteyen hastalar için yüksek greft sayılarının ekilmesidir.
Mezoterapi ve PRP (Platelet Rich Plasma) arasındaki fark kullanılan maddelerdir. Mezoterapi dediğimiz hazır vitamin kokteylleri ile uygulanır, PRP’de ise kişinin kendi kanından elde edilmiş trombositler kullanılır.
Hastanın kendi kanından alınan çeşitli işlemlerden geçirilen vücutta tedavisi planlanan dokulara enjeksiyonu şeklinde uygulanan tedavi yöntemidir. PRP tedavisinde kullanılan etken madde trombosit bakımından zengin plazmadır.
PRP uygulaması 2 hafta ara ile 3 veya 4 seans şeklinde yapılırsa etkili olur. Bu da 1 kür şeklinde ifade edilir. Bir yılın sonunda tekrar bir veya iki kür önerilmektedir.
PRP’nin nereye enjekte edileceğine bağlı olarak alınan kan miktarı da değişebilmektedir. Saç dökülmesi tedavisi kafa derisine enjeksiyon yapılır ve bu işlem için alınacak kan yaklaşık olarak 20 mililitredir.
Hücrelerin tekrardan canlanmasını sağlamaktadır. Saç tedavisinde kullanıldığında kafa derisi üzerinde saçların yenilenmesini ve tekrardan çıkmasına yardımcı olur.
Saç ekimi cerrahi bir operasyondur ve uygulama sonrasında hafif ağrı hissedilebilir, doktor kontrolü dahilinde ağrı kesici alınabilir.
Saç ekim operasyonu uygulanırken lokal anestezi uygulanır bu nedenle işlem sırasında herhangi bir ağrı söz konusu değildir.
Her mevsim saç ekimi operasyonu için uygundur. Ancak saç ekimi sonrası bakımına çok önem verilmelidir. Çok uzun saatler güneşin altında kalınması veya denize girilmesi tavsiye edilmediğinden yaz ayları da pek tercih edilmemektedir.
Operasyon öncesi alkol, sigara kullanımı ve aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçlar tüketilmesi gibi durumlarda risklidir. Sürecin uzman doktor danışmanlığı eşliğinde ilerlemesi gerekmektedir.
Mevcut saçlarda kalınlaşma söz konusu değildir ancak ekilen greft sayısı ne kadar çok olursa saçlar o kadar yoğunlaşır ve gür bir görüntü ortaya çıkar.
Greftler, donör alan dediğimiz, ense bölgesinde iki kulak arasında kalan sağlıklı saçın bulunduğu alandan toplanmaktadır. Donör alanın yetersiz olduğu durumlarda göğüs, çene bölgesinden de alınabilir fakat ilk tercih her zaman ense bölgesidir.
İstenilen yoğunluk elde edilmediyse ve yahut hasta sonuçtan tatmin olmadıysa en son yaptırdığı operasyondan en az 1 yıl sonrasında tekrardan saç ektirebilir.
Operasyon sonrası süreçte ödem oluşması ve saçın ekildiği alanda saç kökleri etrafında küçük kabuklanmalar meydana gelebilir. İyileşme döneminde hafif ağrı ve sızı olması saç ekiminin yan etkileridir. Yaklaşık 15 gün içinde bu yan etkiler kaybolmaktadır.
Bu hususta saç ekiminin yapıldığı yaş önemlidir. Çünkü androgenetik tipi saç dökülmesi yıllara yayılmaktadır. Yani saç ekimini 30 yaşındayken yaptıran bir kişinin saçları 50’li yaşlarına kadar dökülebilir. Fakat saç dökülmesi durmuş bir kimseye saç ektirildiğinde çözüm kalıcı olacaktır.
En uygun ekim tekniği belirlendikten sonra, hastaya lokal anestezi uygulanır. Donör alandan greftler toplanır ve bu kıl kökleri dokulardan ayrıştırılıp ekime hazır hale getirilir. Ekilecek greft sayısı, kılların yönü, ön saç çizgisine karar verildikten sonra belirlenen saçsız bölgeye kıl kökleri yerleştirilir.
Donör bölgeden alınan saçlar yeterince sağlıklı ise ve başarılı bir şekilde ekim işlemi gerçekleştirilmişse kellik sorununu tamamen ortadan kaldırmaktadır.
Operasyon süreleri ekilecek greft sayısına ve kullanılan saç ekim tekniğine göre değişiklik göstermektedir. Ortalama bir değer ile en fazla 8 saat süren bir işlemdir diyebiliriz.
Saç ekimi yaptırmak için belirli bir yaş olmamakla beraber saç ekimi yaptıranların büyük çoğunluğu 25-45 yaş aralığındadır. Genelde, 40 yaşından sonra erkek tipi saç dökülmesi durur ve eğer bu yaşlarda saç ekimi yaptırılırsa daha sonrasında dökülme söz konusu olmayacağı için ideal bir tercih olabilir.
Belirli bir zaman dilimi söz konusu değildir. Kişi kendini ne zaman hazır hissediyorsa o zaman yaptırması önerilmektedir.
Belli bir yaş sınırı olmamakla beraber erken yaşta yapılan saç ekimi daha iyi sonuçlar vermektedir. Saç ekim operasyonunda en önemli faktör saçtaki dökülmenin tamamlanıp tamamlanmamış olmasıdır. Özellikle erkek tipi saç dökülmesinde ortalama 40 yaşlarında dökülme hızında yavaşlama başlar. Bu dönemden sonra yapılan saç ekimlerinde kellik problemi kesin olarak ortadan kalkar. Kısacası, 20 – 65 yaş aralığında yapılan saç ekimleri donör alanında uygunluğuna bağlı olarak başarılı sonuçlar vermektedir.
Saç ekim operasyonunun uzunluğu hangi saç ekim tekniğinin uygulandığı ve kaç adet greft sayısı gibi faktörlere bağlıdır. İşlem süresi ortalama 6 – 8 saat arasında gerçekleşmektedir.
Saç ekim operasyonunu gerçekleştirmek için belirli bir zaman dilimi yoktur. Ancak, operasyon sonrasında güneş ışığına fazla maruz kalmak, denize veya havuza girmek sakıncalı olduğu için genelde yaz aylarında saç ekim operasyonu önerilmemektedir.
Saç ekimi operasyonundan önce kişinin isteğine bağlı olarak saçlarını kestirmesinde bir sakınca yoktur.
Kişi saç ekim operasyonun bilinmesini istemiyorsa donör alanın iyileşmesini sağlamak için 10 ila 14 gün arasında bir bekleme süresine ihtiyacı vardır. Eğer gizli kalması ile ilgili herhangi bir endişe yoksa operasyondan sonra 4 gün içinde iş ya da sosyal hayattaki aktivitelere dönülebilir.
Saç ekim operasyonu sonucunu görmek 1 yıl gibi bir zaman almaktadır. Ekilen köklerin kabuklanması iyileşmesi ve saçların çıkması 3-4 ay gibi bir süreç almaktadır. Sonrasında ise saçların uzaması ve tamamen sonucu görebilmek 10-12 ay gibi bir zaman almaktadır.
Saç ekim işlemlerinde lokal anestezi ile hasta uyuşturulur bu nedenle acı minimum seviyede ya da hiç hissedilmemektedir.
Saç ekim operasyonu öncesi ve sonrası kesinlikle doktor kontrolünde ilerlemelidir. Düzenli kullanılan ilaçlar doktora bildirilmeli ve uzman tavsiyesi doğrultusunda ilaca ara verilmesi gerekiyorsa, ilaç içilmelidir.
Saç ekim operasyonu sonrasında ilk kesim yaklaşık 2 ay sonra yapılması tavsiye edilmektedir. Yeni ekilen saç köklerine zarar vermemek için kesimin tıraş makinesi yerine, makasla yapılması daha uygundur.
Gelişen yeni teknoloji ve teknikler sayesinde tıraşsız saç ekimi gerçekleştirilebilmektedir. FUE tekniği ve DHI yöntemi ile saçların kazınmasına ihtiyaç duyulmadan donör alandan saç kökleri toplanıp istenilen bölgeye ekimi gerçekleştirilebilmektedir.
Saç ekiminde en çok kullanılan ve tercih edilen FUE yöntemidir. Bu yöntem sayesinde herhangi bir acı veya ağrı hemen hemen hiç hissedilmemektedir.
Uzman doktor ve bir ekip tarafından gerçekleştirildiği takdirde saç ekimi sinir hücrelerine kesinlikle zarar vermemektedir. Açılan kanallar olması gereken derinlikte ayarlanır ise donör bölgeden kök toplarken köklere ya da etraflarına zarar vermeden işlem tamamlanır böylece sinir hücreleri herhangi bir zarar görmez.
Kişi saç ekim operasyonun gizli kalmasını istiyorsa donör alanın iyileşmesini sağlamak için 10 ila 14 gün beklemelidir. Ancak gizli kalması sorun değilse operasyondan sonra 4. günde işine ve sosyal hayatına dönebilir.
Saç ekim operasyon sonrası çok önemli bir süreçtir. Bu süreçte saçların nasıl yıkandığına, uyunan yastık yorgana kadar dikkat edilmesi gerekir. Zararlı güneş ışınlarından ve kimyasal şampuan ve bakım ürünlerinden uzak durulmalıdır. Operasyon sonrasında akla takılan herhangi bir sorun için mutlaka bir uzman yardımına başvurulmalıdır.
İnsan gözü %50-%100 saç sıklığı arasındaki farkı anlayamaz bu nedenle istenilen sıklık oranı en az doğal saç sıklığının %50 si olmalıdır. Saç ekiminde yoğunluğu etkileyen kişinin saç teli kalınlığı, donör alanın sağlık durumu, hatta kişinin yaş ve cinsiyeti gibi faktörler vardır. Yani ilk seansta %35 – %45 arası bir yoğunlukta saç ekimi yapılacaktır.
Donör alan kişinin kendi bedeninin farklı yerlerindeki bölgelerden olabilir ancak başkası donör olamaz. Başka birinin donör olabileceği tek durum tek yumurta ikizleridir.
Donör bölgeden alınan kökler uzamaz fakat saç derisinin diğer bölgelerine göre oldukça sık oldukları için donör bölgeden alınan seyrelmesi göze batmayacaktır. Kökler aralıklı olarak alınır ve için boşluk bırakılmaz. Yani donör alandaki saçların yeniden çıkmaması dışarıdan herhangi bir şekilde belli olamayacaktır.
Saç dökülme tipi kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bu nedenle saç ekim yöntemleri de dökülme tipine uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Fakat, saç ekim tekniklerinden en eskisi olan FUT tekniği oldukça geride kalmıştır. FUE saç ekim tekniği kolaylığı ve operasyon sonrası iyileşme sürecinin hızından dolayı en çok tercih edilen yöntemdir.
Saç ekiminden sonra saç köklerinin tutunmasını ve iyileşme süresini hızlandırmak için PRP tedavi desteği verilebilir. Bu işlem için belirli bir bekleme süresine gerek yoktur hatta PRP destekli FUE yöntemi oldukça yaygındır ve oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.
Saç ekimi operasyonundan sonra 3. ya da 4. günü ilk yıkama saç ekiminin yapıldığı merkezde gerçekleştirilecektir. İlk yıkamanın ardından uzman doktor tarafından saçınızı ne zaman nasıl yıkamanız gerektiği konusunda bilgi almalısınız.
Saç ekimi sonrası şok dökülme denen bir evre yaşanmaktadır. Saçların ekildiği yerde, saç köklerinin üzerinde bulunan saç tellerinin geçici olarak dökülür ve bu şok dökülme bir kez yaşanan bir süreçtir.
Operasyon sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişmekle beraber genelde ekiminin yapıldığı günden, 1-2 hafta içerisinde kabuklanma, kaşıntı, kızarıklık ve şok dökülme aşamalarından geçerek, 1 yılın sonunda tamamen doğal saç görünümünü alan bir süreçtir.
Donör alandan greft toplayabilmek için kafa derisinde küçük delikler oluşur ve bu delikler minik kan pıhtılarını meydana getirir. Bu pıhtılar ve sonrasında oluşan kabuklanmalar da, kaşıntıya neden olur. Kaşınma operasyon sonrası yaşanan doğal sürecin bir parçasıdır.
Saç ekimine en çok ihtiyaç duyan kişiler uzun süredir erkek tipi saç dökülmesinden dolayı kellik yaşayan kişilerdir. Travma veya yanık gibi nedenlerden saçını kaybeden erkek veya kadın da saç ekimi için uygundur. Her cinsten ve yaştan kişiler saç ekimi yaptırarak güzel bir dış görünüşe sahip olmak isteyebilir.
Minoksidil saç foliküllerinin büyüme döngüsündeki süreyi artırır ve ince saçların çapını ve uzunluğunu artırarak saçın kalitesinin de artmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda yeni bir anajen döngüsünün başlamasına olanak tanır.
Saç ekimi operasyonundan sonra, ekilen saç köklerinin deri yüzeyine çıkmaya çalışması, ekim bölgesinin temiz tutulmaması, köklerin tam alınamayarak içeride bırakılması ve kanalların çok derin açılması gibi nedenlere bağlı olarak sivilceler ortaya çıkabilmektedir.
FUE tekniği ile saç ekimi yaptıran bir kimsede operasyon sonrası herhangi bir yara izi kalmaz. FUT tekniği ile gerçekleştirilen operasyondan sonra ensedeki donör alanda ince bir çizgi şeklinde iz kalmaktadır.
Saç ekimi yaptıran kişilerin, ekim yapılan bölgelerinde saç doğal saçlarımız gibi sürekli olarak uzamaya devam edecektir.
Saçın çıkma süresi kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel itibariyle 2. aydan sonra şok dökülme sona erer ve saç kökleri büyümeye başlar. 4. ayda saç telleri uzar ve şekil almaya başlar, 6. aya geldiğinde, saç kökleri yüzde 45 ile 80 arası çıkar.
FUE tekniği veya DHI yöntemi ile kişinin saçları kesilmeden de saç ekimi operasyonu gerçekleştirilebilmektedir.
Geçmiş yıllardaki saç ekim operasyonlarında saç kökleri alınırken bölgenin komple tıraşlanması gerekiyordu. Yarısı tıraşlanmış saçla gezmek hastaların hoşuna gitmemekteydi. FUE Tıraşsız Saç Ekimi tekniği ile bu problemi ortadan kaldırılmıştır.
Ensedeki donör alan dediğimiz bölgedeki saç köklerinin yetersiz gelmesi ya da kel alanın geniş olması durumunda vücuttan kıl alınabilmektedir. Ancak, vücut kıllarından yapılan saç ekimi, saç köküyle tamamen benzer yapıda olmadığından genellikle yoğunlaştırma amaçlı tercih edilir.
Saç dökülmesi neredeyse durmuş kişilerde belli bir bölgelerde tamamen kellik yerine incelmiş zayıf saçların olduğu gözlemlenmektedir. Böyle bir durumda incelen zayıf saçlar, saç ekimi işlemi ile yoğunlaştırılıp, daha gür görünmeleri sağlanabilir.
Bizimle iletişime geçip şimdi ücretsiz muayene randevusu oluşturabilirsiniz.
Gelişmiş teknolojilerimiz ve uzman kadromu ile hayallerinize kavuşun!
Türkçe
Copyright © Medical Expert Health - 2023
Rezervasyon Talebi İçin...